23 Temmuz 2012 Pazartesi

Otoyollarda Onarım Bir Gün Bitecek İnşallah!..

Yaşadığımız yer İstanbul'dan yaz tatili ve Kurban bayramları nedeniyle,yılda iki defa Güney'de bulunan doğduğumuz yerlere seyahat etmek durumundayız.
Sekiz-onyıl öncesine kadar çift gidişli karayollarının yerini,yer-yer çift yollar almaya başladıkça,içimizi sevinç kaplamaya,bir gün tüm yolların otoyol olacağı hayalini düşünmeye başlamıştık.

Beş altı yıl öncesinde başlayan oto yol çalışmaları,rahat ve güvenli yolculuğun başlayacağı günlerin yakın olduğunun sinyalini vermeye başladığında,her yolculuğa keyifle hazırlanma telaşına düştük.
Hükümet erbabı devlet büyükleri,en çok oto yol çalışmalarıyla övünürken,destekçileri de ne kadar doğru bir karar verdikleriyle övünür halde yaygaralar koparttılar.
Gelin görün ki evdeki hesap,koparılan yaygaralara ve harcanılan onca masrafa değmemiş,izlenimi veriyor.
İstanbul'dan Antalya'ya kadar hemen hemen oto yol tamamlanmış gibi görünmesine rağmen,nedense bir türlü istenilen düzeyi yakalayamadığı gerçeği ile karşılaşıyoruz.
Bu yolları kışın da geldik,gittik.Yaz aylarında da..
Yani,şöyle bir 100 km inşaatsız,tamirsiz geçirdiğimiz bir yolculuk nedense olmuyor..
Kışın yolları kar bozuyor,yazın sıcak...haydi bir tamir,onarım,inşaat,iş makineleri...kapanmış yollar,bozuk servis yolları,tamir...onarım...tamir...onarım...
Bu durumda akla ister-istemez sorular takılıyor.
Ben yılda iki defa memleketime gidip-dönüyorum.Geriye kalan yetmiş dört milyon dokuz yüz doksan dokuz bin dokuz yüz doksan sekiz kişinin büyük ama büyük çoğunluğu da benim gibi yolculuk yapıyorsa,bu yollar kimin için yapılıyor ve yolları bu kadar kısa sürede kim bozuyor?
Aklımdayken,geldiğim yollarda dikkat ettim,...bozuk satıhlar onarılırken,önceki dökülen asfalt satıh kilometrelerce kazılıyor.Satıh düzeltiliyor,kamyonlarca mıcır yeniden dökülerek düzeltiliyor ve sonra yeniden asfaltlanıyor.Altı ay sonra aynı yerden geçerken ya Kerim'in arpa tarlası gibi delik deşik oluyor yada yamalı bohçaya dönüşüyor.Yılı tamamlamadan,haydi yeni inşaat başlıyor.
Ben inşaatçı değilim,anlamam ama,görünen köy klavuz istemez.
Soru : Bu yoğurdun bolluğu nereden geliyor?
Bu yollar yapılırken belirli bir ömür biçilerek yapılması gerekmiyor mu?
Bu yollar yapılırken,iklim şartlarına göre ölçümü mutlaka düşünülüyordur.Bizim yollarda iklisel özellikler sökmüyor mu?
Bu yolların çabuk bozulmasının nedenleri nelerdir?
Oto yollarda seyahat eden otolar,ağırlıklarının on katı malzeme mi taşımaktadırlar?
Yoksa,yük taşıyan kamyonlar,tırlar mı bu yolları kullanılamaz hale getirmektedirler.
Neden?...
İstanbul-İmir ve İstanbul-Eğridir demir yolları devra dışı bırakılmıştır.Bu yollar yeniden düzenlense ve hızlı ulaşıma göre yapılandırılsa,yük taşıyan ağır araçların yükleri demir yolu ile taşınsa daha iyi olmaz mı?
Batı ülkeleri,hem insan ulaşımını hem yük taşımacılığını demir yolları ağları ile artırırken,bizdeki demir yolları neden kapatılır?
Ya,arkadaşlar!...
Birileri bu soruları sorsun artık yahu!...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder